İşaretiydi zulümlerin, göze yakın ama en uzak ileri karakolu. Firavun nefislerin yükseldiği çağdı, tıpkı şimdiki zaman gibi. Kervanlar; yüklü saygıyla geçerlerdi önlerinden. Adaklar aynı çevrimde, bağışlar da öyle. Korkunun kristalize olduğu çağlar, sevincin kapalı devre… O kervanlar fakir mahallelerinden hiç geçmedilerdi, şimdiki zamanda olduğu gibi. Sunaklardan yer, içerdi. Adam yaratmak değildi amaç; eli tutsun, adam olsunda hür yürüsün şu geniş arzı, vicdanların korkularını bastırmak. Ayakları altından çekilsinler firavun nefislerin. Yalvaçları duydu kulağı, gördü gözü; yıkılan heykel yalanı kaldı bugünlere, kandı, kulak üzerinde ağırlık, gözlerde perde çağı… Kenar mahallelere asil ayaklarıyla girdilerdi, canlarını, mallarını ortaya koydular. Adam yaratmaktı amaç. Soru sormayı öğrettiler, hakikatin cevabı yaksa da canını, irade göstermekti, eylemdi; kandırılmışlardı, sömürülüyorlardı, yakıtıydılar putların, her gün tutuşuyorlardı cehaletin sunaklarında. Onlar da minnettardı efendilerinin, firavunlarının artıklarından. Ah ne yavaş öldürür şu cehalet!
a-priori