11 Eylül 2016 Pazar

Corto Sen Kimsin?





Başkalarının kâbusundan kendi düşlerimize uyanmak daha bir güç… Bir düğmeyi açar gibi şak diye giriveriyorsun âdemlerin zehirli fantasmalarına. Katman katman bir heyula bu ortak bilinç ya da bilinçsizlik; öyle ya, bize göre bu çirkinliği nasıl deşifre edebilirdik ki. Zamanın bir yerinde bir doz almış olmalıyız, aynısından, yılan zehri gibi yani, bağışıklık cenahından. İktidar, cehalet, dizginsiz arzular, sahiplik, tiranlık, gösteriş; sırasız, karışık ve zamansız…

Bu yoğunluğun içinde, bir şeyin bizden duman olup gitmesine izin yok; bir gaz bulutundan müteşekkil bir gezegen gibi, hep hayret ederim böyle düzgün kürelere, acırım da… Enceladus’ u izlemek her zaman keyif vermiştir; kutuplarından devasa buz gayzerlerinin karanlığa fışkırması, kendinden kaçış gibi. Kendisini, buzdan imal ettiği bir aynadan izleyebilen, tanrılara karşı çıkan bir anti kahraman.

Ama hayatın gerçekleri öyle değildir işte; tam da yaşamaya alıştırıldığımız gibidir. Alıştırıldığımız gibi… Aklıma burada nötrinoların gelmesi rastlantı değil elbet. Çökmek üzere olan yıldızlarından ilk kaçanlar onlar.  Ademi hissedip, kozmik çorbaya karıştırılmaktansa, bir tür sürgüne gidip, ilke olarak asla tutunamayacakları her şeyin içinden geçiyorlar. Yakalayabilene ışıktan bir selam çakıp devam…

Evrenin gerçeği olduğumuz doğru; yıldız çocuklarıyız bir bakıma ama yetersiz olur bu açıklama. Nasıl, ne biçimde bir gerçeği? Benzetmelerin ötesinde bir gerçeklik bu ama konumuz bu değil. Benzetmelerle yürümek gerekirse, içinde yaşadığımız, kendimizi buradan gerçekleştirmeye çalıştığımız, var ettiğimiz, her nasıl diyorsanız, işte o hayat kendi içine çökmeden az önce şov yapan bir cüce yıldıza benziyor. Işıyor, en derin karanlıklara uzanacakmış gibi, nefes alıyor, homurdanıyor… Ölüyor nihayet, ölüyor… Ölüyor, çiçek açmak için ölüyor. Kozmik cesedinin güzelliğine vurgunuz…

Dayanması güç böyle bir hayata, olsun… Eskilerin dediği gibi; dünya altüst oluyormuş, olsun, belki altı üstünden daha iyidir.

Acımakta, alçakça bir şeyler var bu günlerde… Acımak işbirliği kokmuyor mu?