Gündem; 24 saatlik kronik en fazla, öyle akut, acil kodlu tüketilir ki bu topraklarda... İnanca sahip olduklarını iddia edenlerin ihanetine uğrar önce inanç; öyle ya, ihanet sahip olduğunu iddia ettiğin, yaşamının merkezine aldığın düşünceye yapılandır. Çoğu kez de, kişi ihanetinin pek bir zaman sonra ayırdına varır. Bazıları ise, böyle mezara girer; sığ, hiç bir zaman maliki olamadığı kopya öznesinin, birilerince ya da bir kurmaca ideoloji tarafından onaylanmış serabının düşleri içinde.
Özdeşlik kurmak ama nereye kadar; Mevlana ile kurulan özdeşlik ya da, çıkarımların bir sınırı yok mu? Her aralık ayında bir fil tarifidir ki, benzersiz hülyaların, arzuların hayvanlarından bir albüm çıkıyor. Çıkmıyor mu?
Kulaklarım duymamak isterdi; ''şiiri bir araç olarak kullanmıştı, dönemin Konya'sının eğilimi bu yönde olduğu için; şiirleri vardır ama şair diyemeyiz... ''.
Şaire bu linç girişiminin bir anlamı olmalı. Bu, bir kesimin ''aydın'' cehaletini, sanatı küçümsemek, onu güçlünün hizmetinde, eğlencelik kılma düşüncesini göstermesi açısından tipik. Bayraklaştırdığınız şairlerinize, şiirlerine ne ihanet... Böylesi şiir bir uyuşturucudur kitleler üzerinde öyleyse. Bu sizi kim yapar?
Eşyanın müziğini duyan kulağına ihanet Rumi'nin, eşyanın inlemesini duyan kalbine.
Efendiler, nankörlük lanetlenmiştir; sanata ihanet etmeyiniz, hakiki ilham vahyin cüzlerindendir.
Efendiler, kendinize geliniz.
C. Atik
Kolaj: Selma Akın