Benim farkım bunun her sahici yazarın, ressamın başına
gelebilecek olmasını bilmemde değil sadece. Bu hali yaşıyorum; ne anlama
geldiğini, ilk tepkimin sıradan bir öfke olmasına rağmen bunu aştığımı, şimdi
tüm olup bitenleri soğukkanlılıkla değerlendiriyor olduğumu biliyorum.
…Kıyıya atıldım. Bu sahil, yolculuğa çıktığım o sahil
değil. Yolculuk geri dönüşsüz bir biçimde değiştirmiş bizi. Aynı şeyleri
duymuyor, koklamıyor, hissetmiyorum, gözden ne kaçmış ki… Sahili sil baştan kurguluyor
zihnim, yeniden inşa ediyor. Düşünce ile mekân arasındaki ebedi oyunu doğruluyor bu. Aynı zamanda, zamanın işlevini pekiştiriyor. Ne çok hissettirmeden, gözden yitip giden, unutulan, utangaç, gizlenmeyi, yalnızlığı seven, sessiz zaman… O, zihnin tüm sahillerinden başlayan yolculuklarının boyutu…
O halde Sanat beşinci boyutun ta kendisi; değişimi başlatan, kendi mekânını kuran her türden sahici sofist yaklaşım.
Hafız, belki de bundan ilk sözedendir; şiirle bir saray oluşturabildiğini gören.
Cemil Atik