9 Haziran 2010 Çarşamba

H2O



Desen: Selma Akın


Suyun yoluna çıkmak; hayatın başka bir perdeden okunması… Tabiat biliminin temel unsurlarını, sınırlarını zorlayan bir çift yaşamlılık aslında bizimkisi, belki her şey… İçimiz, dışımız su. Şimdiyse, doğayla ilişkinin kimyasını, bağını kırmanın, insani formülsüzlüğün barbarlığıyla vardığımız düşünce durağındayız. Bir bakış açısının sonucu, artık budur bizim dünyamız, dünya algımız. Zaten, çoktandır kesinliklerin ortadan kalktığı, belirsizliğin sınırlarında çok tehlikeli bir oyuna kalkıştığımız… Yakınlaşan hiçbir şey yok düşüncemize, uzaklaşıp giden o kadar çok unsur var ki oysa şişip patlayacağız, bir ruh kazanmadan, kör, sağır, dilsiz… Bizi neyin kutsadığını, neyin lanetlediğini bilmeden… Ana rahminde suyun içinde, hüzünde gözyaşında, gökyüzünde, denizde, ırmakta, gölde, okyanusta kutsanmamış mıydık? Şimdi nasıl olurda böyle düşman olur? Sadece fosil yakmamız mı nedeni? Hayır, çok daha gerilere sarmak ve oradan bakmak gerekiyor düşünceyi. Neyin bu kadar değiştiğini görmek için.


‘’ İnsan kendisini bir kere denizin ortasında, sularla çevrilmiş görmedikçe, dünya hakkında bir fikri olamaz ve dünya ile olan münasebetini kavrayamaz. Peyzaj ressamı gözüyle, bu büyük fakat sade yol bana birçok yeni fikirler ilham etti. ‘’

( Goethe )

Ben de arz edeyim: dünyaya temel,
Bence, su olmuştur her şeyden evvel.
Hızlı hareketten ve çarpışmadan,
O kadar oldu ki; ateş oldu ayan.
Yıldırım buhardan ateşi ayırdı,
Bundan rutubetli hava doğdu.

( Nizami )


‘’ Su rahim ( Matrix ) idi; zira sema ve arz başka hiçbir rahimde değil ancak suda yaratılmıştır. ‘’ ( Paracelsus )


‘’ Hayatta hiçbir şey su kadar yumuşak ve sert değildir. Su hayatın kanıdır; her şeyde akan odur ve her şey onun gücüne tabidir. ‘’ ( Laotse )

‘’ Bilgeler zaviyesinden bakıldığında su hayatın anahtarıdır. ‘’ ( Tschu Aan Tsu )



manga-anka