9 Mart 2012 Cuma

Mücrim


Bu dostluk daha kemalata erişmedi; şimdi o kadar hızlı, bir mermi kadar hızla uzaklaştı birbirinden, sevginin, muhabbetin sıcak güneşinden. Uzağa düştü yörüngesinin en uzak noktasında.
Başında yanıltıcı yazları, günlerin son güneşi… İçinde donmuş toprağı, her biri küçük hançerlere benzer buzları var.

Sanki yakalanmış yabancı çekimlerle, kendi samanyolunu arıyor, binlerce yıldır böyle boyun bükmüş, kendi utaritini arıyor.

Kulak verebilseydin, iniltisini duyabilirdin yalnızlığının, bu acı tevekkülün dualarını… Gizli, suskun tek damla gözyaşı mücrimin, uykusuz bırakır tüm dünyayı.

Gelip çarpsa kayan bir yıldız gibi, çıkarsa yoldan, neşeye katsa, daha donmadan.

Yol yol olmuş acının vadileri ve nehirleri var, sessiz rüzgârları, boğulmuş dağlarının cüsseleri; bekliyor yürüyecek, su verecek diye, kayaları toprak toprak, sıcak mı sıcak…